Türkiye bal üretiminde sınır tanımıyor…


​-Türkiye bal üretiminde sınır tanımıyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Bal üretimi, 2014 yılında yüzde 8,2 artışla ilk kez 100 bin ton sınırını geçerek 102 bin 486  tona ulaştı"

-"1994 yılında 54 bin 908 ton olan bal üretimi, 2014 yılına kadar yüzde 86,7 artışla 102 bin 486 tona yükseldi. Bu dönemde kovan sayısı yüzde 86,5 artışla 3,79 milyondan 7,06 milyon kovana çıktı"

-"Muğla bal üretimini 15 bin 282 tona çıkararak birinci oldu. 2013 yılının birincisi  Ordu, 15 bin 39 ton bal üretimiyle ikinci sırada yer aldı. Adana 9 bin 715  tonla üçüncü sırada"

-"Bal üretiminde Muğla, Ordu, Adana'yı 3 bin 447 tonla Aydın, 3 bin 39 tonla Sivas, 2  bin 884 tonla Mersin, 2 bin 877 tonla İzmir, 2 bin 711 tonla Antalya, 2 bin 638 tonla  Balıkesir,2 bin 26 tonla Siirt izledi"

-"Arıcılık, çok fazla sermayeye, tarım arazisine gerek duymadan yapılabilecek, genç çiftçilerle kadın çiftçilerimizin uğraşı alanı olabilecek, istihdam oluşturacak, kırsal kalkınmaya destek olacak bir sektör"

-"Arıcılıkta ihracatın artırılması için, girdi maliyetleri azaltılmalı, standart üretim yapılmalı, üretim kontrol edilmeli, yapılan üretimin ne olduğu, içeriği, kalıntı maddelerin olmadığı belirtilmeli, standartlara uygun ambalajlama yapılmalıdır"

 

Ankara – 15.02.2015- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin bal üretiminde sınır tanımadığını bildirerek, "Bal üretimi, 2014 yılında yüzde 8,2 artışla ilk kez 100 bin ton sınırını geçerek 102 bin 486 tona ulaştı. 2013 yılında üretim 94 bin 694 tondu" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, arıcılığa çok uygun floralara sahip olan Türkiye'de bal üretimin hızla arttığını, bir bir eşikleri geçtiğine dikkati çekti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 1994 yılında 54 bin 908 ton olan bal üretiminin, 2014 yılına kadar yüzde 86,7 artışla 102 bin 486 tona yükseldiğini belirten Bayraktar, 1994-2014 döneminde kovan sayısının da yüzde 86,5 artışla 3 milyon 786 bin 588 kovandan 7 milyon 60 bin 973 kovana çıktığını vurguladı. 2014'de kovanların yüzde 97,3'nün yeni, yüzde 2,7'sinin eski tip olduğunu bildiren Bayraktar, eski tip kovan sayısının 193 bin 442, yeni tip kovan sayısının 6 milyon 867 bin 531'e ulaştığını belirtti.

 

-İlk 5, Muğla, Ordu, Adana, Aydın ve Sivas'tan oluştu-

 

Bayraktar, şunları kaydetti:

"Muğla bal üretimini 15 bin 282 tona çıkararak birinci oldu. 2013 yılının birincisi Ordu, 15 bin 39 ton bal üretimiyle ikinci sırada yer aldı. Adana, 9 bin 715 tonla üçüncü oldu. Muğla ve Ordu toplam bal üretiminin yüzde 29,6'sını karşıladı. Bu illere Adana'nın da eklenmesiyle üç ilin payı yüzde 39,1'i buluyor. Bal üretiminde Muğla, Ordu, Adana'yı 3 bin 447 tonla Aydın, 3 bin 39 tonla Sivas, 2 bin 884 tonla Mersin, 2 bin 877 tonla İzmir, 2 bin 711 tonla Antalya, 2 bin 638 tonla Balıkesir, 2 bin 26 tonla Siirt izledi.

Bal üretimi, Van'da 1982, Diyarbakır'da 1619, Bitlis'te 1429, Şanlıurfa'da 1400, Bingöl'de 1288, Denizli'de 1264, Kars'ta 1260, Giresun'da 1253, Erzurum'da 1244, Çanakkale'de 1240, Hakkari'de 1132, Trabzon'da 1007, Erzincan'da 1007 ton.

2014'de Samsun'da 975, Gümüşhane'de 954, Konya'da 921, Osmaniye'de 916, Manisa'da 910, Artvin'de 850, Hatay'da 836, Afyonkarahisar'da 813, Çankırı'da 799, Malatya'da 795, Bursa'da 748, İstanbul'da 722, Kahramanmaraş'ta 719, Rize'de 692, Edirne'de 687, Sakarya'da 663, Ankara'da 654, Tunceli'de 641, Muş'ta 638, Kırklareli'de 632, Burdur'da 600, Tekirdağ'da 572, Elazığ'da 519, Kocaeli'nde 503,Tokat'ta 502 ton bal üretildi.

 

-Son iki Kırşehir ve Kilis-

 

Üretim, Kayseri'de 491, Niğde'de 488, Adıyaman'da 473, Düzce'de 470, Kastamonu'da 450, Yalova'da 361, Karaman'da 351, Çorum'da 341, Bayburt'ta 319, Isparta'da 288, Batman'da 262, Sinop'ta 256, Aksaray'da 254, Yozgat'ta 240, Karabük'te 239, Iğdır'da 225, Bolu'da 221, Kütahya'da 215, Amasya'da 209, Ardahan'da 203, Mardin'de 182, Şırnak'ta 181, Bilecik'te 179, Zonguldak'ta 172, Gaziantep'te 160, Bartın'da 159, Kırıkkale'de 138, Uşak'ta 122, Nevşehir'de 116, Ağrı'da 114, Eskişehir'de 113 tonda kaldı. Bal üretiminde son iki sırayı ise 85 tonla Kırşehir ve 14 tonla Kilis aldı."

 

-"Türkiye arıcılığa çok uygun"-

 

Özellikle Türkiye'nin bol çiçekli geniş mera alanları ve akasya, kestane, ıhlamur gibi nektarlı çiçek açan ormanlarının arıcılığa çok uygun olduğunu vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Arıcılık çok fazla sermayeye, tarım arazisine gerek duymadan yapılabilecek, genç çiftçilerle kadın çiftçilerimizin uğraşı alanı olabilecek, istihdam oluşturacak, kırsal kalkınmaya destek olacak bir sektör. Ülkemizde kıyılardan iç bölgelere doğru farklı yükseltilerin olması, bitkilerin farklı tarihlerde çiçeklenmesine neden olmakta, bu durum bitkilerin farklı bölgelerde yılın değişik dönemlerinde arılar için her an nektar kaynağının bulunabilirliğini sağlamaktadır.

Aslında ülkemizde arıcılık; topoğrafik yapısı, farklı iklimler ve tarım bölgelerine sahip olunması, sanayi ve yerleşim yerlerinden uzak büyük alanların varlığı, kimyasal ilaç ve gübre kullanımının olmadığı işlenmeyen tarım alanlarının, mera ve çayırlıkların fazla, sabit ve gezginci arıcılığa elverişli olması nedeniyle tarım arazisi olmayanların hatta kadın çiftçilerimizin de rahatlıkla yapabileceği tarımsal faaliyettir. Bu özellikleri ile ülkemiz, kendi coğrafyasındaki diğer ülkelere göre arıcılıkta avantajlı ülkelerden biridir. Ülkemizde çoğunlukla gezginci olarak yapılan arıcılıkta, arıcılarımızın büyük bir kısmı arılarını Akdeniz ve Ege bölgelerinde kışlatmakta, ilkbaharda Mayıs ayında İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya götürmektedirler. Arıcılarımızın bir kısım çiçek balı için Sivas, Erzurum, Muş, Bingöl ve Bitlis'e, ayçiçeği balı için Trakya ve Ege bölgelerine gitmektedirler. Ülkemizde çiçek balının yanı sıra, büyük miktarlarda çam balı üretimi de yapılmaktadır."

 

-Yapılması gerekenler-

 

Üreticilerin arıcılıktaki girdi maliyetleri ve pazarlamadaki zorluklar yüzünden ürettikleri balı değeri fiyattan satamadıklarının altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:

"Polen, arı sütü, arı zehiri gibi diğer arıcılık ürünleri ise talep olmadığı için arıcılarımız tarafından yeterince üretilmemektedir. Bu nedenle diğer ürünler için pazarlar araştırmalı, sadece bal üretimiyle sınırlı kalınmamalıdır. Baldaki kaçakçılık önlenmelidir. Yine bal üreticilerimizin sahte bal üreticilerine karşı korunması şarttır. Sektörün daha fazla desteklenmesi gerekir.

Arıcılıkta ihracatın artırılması için, girdi maliyetleri azaltılmalı, standart üretim yapılmalı, üretim kontrol edilmeli, yapılan üretimin ne olduğu, içeriği, kalıntı maddelerin olmadığı belirtilmeli, standartlara uygun ambalajlama yapılmalıdır."

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar